Çarşamba, Temmuz 17, 2013

Gezi Turnuvası - 5. Maç - Zagor vs Sniper

Her savaşta olduğu gibi, sniperlar savaşın en vurucu, en sinsi gücünü oluşturuyorlar. Gezi direnişinde de böyle oldu.  Üzerinde insanların üstüne ateş edilmemesi, kapalı yerde kullanılmaması, 45 derecelik bir açı ile ateş edilmesi talimatı olan gaz fişeklerini direkt insanların kafalarına nişan alarak attılar. Gaz Tabancası yapısı itibari ile hantal, menzili sınırlı bir silah. 
Uzaktaki bir hedefi vurmak için, eğik atıştan dolayı namluyu biraz yukarı kaldırmak gerekiyor. Kısacası, insan gibi tekil bir hedefi uzaktan vurmak kolay iş değil. Yakından ateş edildiğinde de namluyu yere paralel tutarak daha rahat nişan alınabiliyor. Ne acıdır ki güzel ülkemizdeki değeri bilinmeyen nice sniper, Counter Strike turnuvalarında ülkemizi başarı ile temsil edecek durumda iken, eylemlerde, ellerindeki hantal gaz tabancaları ile harcanıyorlar. Bizi yönetenlere, adeta “görün bizi” dercesine gezi olaylarında 10’dan fazla kişiyi tam gözünden vurarak tek gözlerini kör ettiler. 
Sayısını bilemediğimiz kadarını kafalarından vurdular. İçlerinde yoğun bakıma alınanlar oldu. 2 tane çocuk diyebileceğimiz delikanlı (Mustafa Ali Tombul, Berkin Elvan) hala yoğun bakımda yaşama mücadelesi veriyor. 32 yaşındaki Lobna Allami yoğun bakımdan çıktı, ama artık felçli, konuşamıyor, bir kolunu kullanamıyor, beyninde hasar var. Yüreğiniz dayanırsa ablasıyla yapılan röportajı okuyun. Daha hikayesini bilmediğimiz niceleri mahvoldular. 
Destan yazan kahraman sniperlarımız  bu kadar zaiyatı sadece, aslında kalabalıkları dağıtmak amacı ile üretilmiş, hantal, nişan alması zor, menzili nispeten kısa  gaz silahı ile yaptı. Düşünün ellerinde son model bir sniper tüfeği olduğunda yapacaklarını. Buna rağmen kadir kıymetleri bilinmiyor, gece gündüz, uykusuz, gaz sıkmaya, kafa kırmaya devam ediyorlar. Çok sayıdalar. Hepsini birden bulup Zagor’un karşısına çıkaramayacağımız için içlerinde tümünü temsil yeteneğine sahip, nişancılıkta en iyisi olan  sniperı davet etmeye çalıştık. Seçim yapmak zor oldu.
Edriyııınnn!!!
Sniper olmanın bir avantajı da, hasmınızdan uzakta olduğunuz için, faşizmin en büyük düşmanı olan kameralar tarafından hasmınızı vurduğunuz ya da kimi vurduğunuz belgelenemiyor. Otomatikman faili meçhule imza atıyorsunuz. Bu “ulan çakıcam bir tane ama ya etrafta kamera varsa gerginliği yaşayan” polislerde müthiş bir motivasyona sebep oluyor. Ancak içlerinden bir tanesi düşman olarak gördüğü gence ders vermeye yönelik duyduğu hırsın kurbanı oldu ve kameralar önünde, karşısında duran gencin direkt üstüne ateş etti. Buyrun, çok net olmasa da performansı burada:
 Nişancılıkta gösterdiği bu başarı sebebiyle karşılaşmaya diğer tüm arkadaşlarını da temsilen bu çılgın sniperı davet ediyoruz.

Ediyoruz da davete icabet eden yok?  Sniperımız maalesef piyasaya çıkmıyor. Tam, etraftan “tırstı işte eheehe” muhabbeti başlayacakken “PLOP” diye bir ses duyulur, seyirciler şaşkınca sağa sola bakıp sesin kaynağını ararlarken Zagor ani bir hamle ile üzerine gelen gaz kapsülüne baltası ile çakarak aynen geri gönderir. Ohaaa, manyak sahneyi kaçırdınız, yok böyle bir olay. Millet sesin nasıl olduğunu nereden geldiğini anlamamışken Zagor müthiş reflexleri ile kapsülü görüp, baltayla savuşturdu. Ben dayanamıyor ve tezahürata başlıyorum kusura bakmayın.

Zaaagor, Zaaagor, Burda mısın Darkwood,. Burda mısın Tunikanlar Hüüaao!. Za-gor-Te-nayın-Asker-leri-yizz!!

Çılgın tezahürat biter. 100 metre ilerideki duvarın arkasına sotelenmiş sniper ortaya çıkar. İyice hırçınlaşmıştır. Gaz fişeklerini Rambo gibi çaprazlama göğsüne asmıştır. Aynı Terminatör 2’nin , T1000’e sürekli ateş edip üstüne doğru ilerlediği sahnedeki gibi ateş ediyor, silahına yeni bir kapsül koyuyor ve iki adım ilerliyordur. Kapsüller Zagor’un balta darbeleri ve müthiş reflexleri ile savuşturuluyordur. Sniper beklediği kolay zaferi elde edemediğinden strese girmiş, bu stres düzgün nişan alamamasına sebep olmaktadır.  Atışlarının üçte biri Zagor’a değmez bile. Bu sebeple her atış sonrası Zagor’a daha da yakınlaşır. Zagor sakin ama kararlı bir şekilde, Sharapova’nın servisini bekleyen bir tenisçi edası ile kapsülleri karşılamaya devam eder.

Sniper iyiye gerginleşmiş ve Zagor’un gözünü çıkarmayı da kafasına koymuştur. Ancak bu konsantrasyon kendi açısından mantıklı düşünmesini engellemiş ve Zagor’un emniyet çemberine istemeden girmiştir. Nefesler kesilmiş, insanlar Zagor’un nasıl bir figür ile Sniper’ı haklayacağını merak eder olmuşlardır.  Zagor kendisine 1 metre kadar yaklaşmış olan Sniper’a meşhur ters sıyırtmaç hareketi ile çakar. Robocop kıyafeti ve kaskın belki de tek açık noktası olan çene bölgesinden, yumuşacık, sabah tıraş olunmuş çenesine müthiş balta darbesini alan sniperımız çok seçici davranmaz ve direkt uykuya dalmayı tercih eder. Başbakanının verdiği ikramiye ile yapacaklarını hayal etmeye, yere düşmeden başlamıştır bile.  Sniperımız yerde baygın halde yatmaktadır ancak sniper içgüdüsü müdür bilinmez tetik parmağı çalışmakta ve son kalan fişekleri bilinçsizce sıkmaktadır.  Etraf yoğun bir sis bulutu ile kaplanmış zaten karşılaşmanın sonucu da belli olmuştur. Herkes çil yavrusu gibi dağılır.Karşılaşma bitmiştir ancak turnuva murnuva ayağına sürekli Türk Polisini madara eden Zagor, Başbakanımızın kulağına gider bir şekilde. Memleketteki her türlü konu onu ilgilendirdiğinden ve her türlü konuyu iyi bildiğinden bu olaya da müdahil olur ve açıklamasını yapar......eyvah eyvah.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Boneli, Ferri... Her ikisi de rahmetli oldu, blogda bunla ilgili iki kelam yok, mezarına bir tas su dökmek yok... Yakıştı mı size Sıtkı Hocam? :))

İmza: Eski bir Tost

Sıtkı Sıyrıl dedi ki...

Rahmetli olmasını beklediğim başka bir kişi var. O da gerçekleşince yazmaya başlayacağım :)