Pazar, Haziran 10, 2007

Zagor Baltası Yapıyoruz!

Gerçekçi olalım dostlar. Zagor gibi hastası olduğumuz süper bir kahramanın yanına, taştan yapılmış güdük bir baltayı hiç yakıştıramamıştım. “Aa, evet yaa” dediğinizi duyar gibiyim. Evet, işin bir sürü detayı var. Zagor bu güdük dediğimiz baltayı abuk subuk yerlerde bile, bir taş, bir sopa ve biraz sarmaşık bulup yapabiliyor, bu anlamda bu silah her yerde. Ayrıca bu balta nice düşmanını yere yıktı, ergonomik, hafif, kullanımı kolay… da gene de Zagor’un görkemi yanında sönük kaldığı muhakkak. (efenim?)
Bu sebepledir ki… (hangi sebeple?!) “Zagor bu baltayı beş dakikada nasıl yapabiliyor?” “Bu ufacık balta gördüğümüz kadar etkileyici mi gerçekten?” "gene bir çizgiroman kolpasıyla mı karşı karşıyayız?" gibi soruların cevabını bulmak ve Zagor’un balta motivasyonunu biraz olsun çözebilmek için bir balta yapmaktan başka çare yoktu.

Uzatmadan hemen malzemelerimize geçelim. Hiç korkmayın ölçülerimiz bardakla, kaşıkla:
1) 1 adet kaymak taş. Her yerimiz taş dolu ancak, gereken elips formunda bir taş bulmak çok kolay değil. Ben bir alışveriş merkezinin bahçesindeki dekorasyon için ağaçların dibine döşenen taşlardan cebellezi ettim. Bahçıvanlarda, peyzaj işi yapan yerlerde cillop gibileri bulunabiliyor. Çok düzgün olmasına gerek yok derseniz sokaktan bulduğunuz elips formuna yakın bir taş da işinizi görecektir.

2) 1 adet sopa/değnek/çomak/çubuk. En kolay bulabileceğimiz malzeme. Çok ince olmamasına dikkat ediyoruz.

3) Yeteri kadar ip. Türkiye’de Darkwood’daki kadar yeterli sarmaşık yok maalesef. Ayrıca olanlar da botanikçilerde epey pahalı satılıyor. Dolayısı ile baltamızı sarmaşık ile değil mecburen ip vasıtası ile tutturacağız.

İlk iş olarak sopamıza, maket bıçağı ya da normal bıçak yardımıyla gerekli formu veriyoruz. Önlerden ve arkalardan kısaltıp, dışındaki kabuğu da soyduğumuzda tam köteklik bir değnek elde ediyoruz.

Taş ile sopanın birleşeceği yer, baltamızın sağlamlığı ve ergonomisi açısından çok önemli. Bu sebeple en uygun yeri bulmak için titiz davranıyoruz. En uygun yer testi için, taşın sopanın üzerinde (sopa dikken) ipsiz de durabilmesi gerekli. Birleşim için en uygun yeri belirledikten sonra o bölgeyi taş üzerinde siyah bir kalem ile işaretlerseniz montajda çok işimize yarayacaktır.

Bununla birlikte birleşim bölgesi dümdüz olmayabilir. O bölgede bazı yamukluklar, yükseltiler, alçaltılar olabilir. Bu yüzden taşın sopaya tam denk gelmesi için, sopanızın birleşim yerine gerekli müdahalede bulunup, aynı taşın yüzeyindeki gibi, yükseklik ve alçaklıkları yapmalısınız. Çok iyi bir taş bulamayanlar küçük bir sünger parçasını birleşim bölgesine koyarak buradaki tutunmayı arttırabilirler.


Ayrıca montaja geçmeden önce , sopanın birleşim yerinin 1 cm altına, ipin sığabileceği kadar oyuk bir bölge yapmak da, işimizi kolaylaştıracak.

Artık asıl zor bölüme yani taş ile sopayı birleştirmeye geldik.: Öncelikle sopamızdaki oyuğa ipimizi sabitleyip, taş ile sopamızı el, göbek yordamıyla birleştirip ipi sarmaya başlıyoruz. Önemli nokta: İpi taşın üzerinden her geçirdiğimizde, sopanın etrafından da bir tur geçirip (yani sopaya taşı bir kez daha sabitleyip) akabinde tekrar taşın üzerinden ipi geçirmek. Farklı açılardan, çaprazdan, tersten, düzden ipi geçirdikçe, taş ile sopanın birlikteliği sağlamlaşacaktır. Eliniz bu tür işlere yatkın ise birkaç hatalı birleştirmeden sonra kolaylıkla taşınızı sopanız ile birleştirebileceksiniz. Zorlanır iseniz bir arkadaşınızdan yardım isteyebilirsiniz. Ancak, sabitleme mevzusu bir miktar güç istediğinden, sopanın kayması ile o güç boşa çıkıp, kafayı gözü yarma ihtimali de bulunmaktadır. (dikkat edile)
Düğümleri zevkinize bırakıyorum. Yeteri kadar sardıktan sonra, taş ile sopanın sağlamlığını test edip sarma işlemini bitirebilir ve baltanıza merhaba diyebilirsiniz. Sarım işlemini sıkı ve farklı yönlerden sürekli yaptı iseniz baltanız gerçekten sağlam olacak, sopanın üzerinde asla sağa sola küçük gidip gelmeler , yamulmalar yapmayacak vurduğu yerden ses getirecektir.

Balta yapımı bitip, baltayı elimde birkaç kez sallayıp test için balkondaki sandığa savurduktan sonra gördüm ki; Zagor’un baltası, hafifliğine karşılık, muazzam etkisiyle inanılmaz bir silah. Balkondaki sandığımız tek vuruşla paramparça oldu. Silah yapısı itibariyle, tüm savurma gücünüzü, taşın ağırlığı ile birleştirip (yaklaşık bir kg) tek bir noktaya yöneltip müthiş bir etki yapıyor. İddia ediyorum bu baltayı kafasına yiyen biri hayatına eskisi gibi devam edemez. Büyük ihtimal kafatası kırılıp, pekmezi akarak kısa sürede ölecek, şanssız ise kafasındaki bir delik ile ve muhtemelen beynindeki tüm bilgileri kaybedip 3 yaşındaki bir çocuk zekası ile hayatına devam edecektir. Zagor’un baltası ile, önünüze gelen hemen her şeyi (tahta, plastik, beton, ) yıkabilirsiniz. Tahta bir kapıyı bir dakika içinde kırabilir, tuğladan mütevellit bir duvarı yıkabilir, en sağlam bilgisayar kasasını dakikalar içinde hurdaya çıkarabilirsiniz. Örneklerimi cansız nesneler üzerinden verdiğim dikkatinizi çekmiştir. Çünkü, canlılar üzerinde direkt ölümcül bir etkisi olduğundan bu tür bir teste ihtiyacımız yok.

Zagor baltasının yıkıcı gücünü aşağıdaki videodan da kabaca görüp, bu güce ikna olup, baltasının Zagor’un ihtişamının yanında sönük kaldığı tezini yalayıp youtube, diğer tüm detaylarını da irdelediğimizde Zagor’un baltasının Zagor’a en uygun silah olduğuna şahadet etmememiz için bir sebep kalmıyor. Test edildi, onaylandı.

Şimdi güzel bir hedef bulup Zagor’un klasik, "omuzun üzerinden ters sıyırtmaç" hareketini gerçekleştirme zamanı.

Ayrıca adet olduğu üzere, bu hareketleri lütfen evde denemeyiniz. Blogu insanların Show Haber'den "Küçük Ercan, Zagor'a özenip bıngıldağını çatlattı" haberiyle duymalarını istemeyiz. Gülgün?

Cumartesi, Haziran 02, 2007

Zagor vs Diğerleri (2. Tur)

Zagor vs Mister No
İlk Tahmin: Mister No’yu dövmeyeni dövüyorlar ama…
Neredeyse her macerasında birilerinden sopa yiyen Mister No’nun Zagor karşısında şansı olamayacağı belli. Zaten Mister No, Zagor gibi iyiliğin, adaletin simgesi bir bünye ile sırf bir blogçunun geyiği olsun diye asla dövüşmeyecektir. Hadi Mister No’nun klasik parasız günlerinden biri olduğunu düşünerek bir binlik teklif edelim ve dövüş başlasın desek; Mister No, Zagor’dan yediği yumruklarla sersemleyecek, yerlere düşecek, her seferinde yerden kalkacak bir tane çakmaya çalışacak, yenemeyeceğini bilmesine rağmen asla çekilmeyecek, en sonunda Zagor’a sinek ısırığı gibi gelse de bir tane olsun çakıp kendinden geçecektir. Zagor maçı alacak ama Mister No’ya bir kaşaça ısmarlayıp gece takılacaklardır.
Zagor vs Conan
İlk Tahmin: Conan alır mı acaba?
Olasılıklar:Zagor’un karşılaşmaları arasında en heybetlilerinden en rating getirenlerden biri ve Zagor’un en sakat maçı olacağına eminim. Zagor’un bir sürü rakibine üstünlük sağladığı fantastiğinden mitolojiğine envai çeşit düşman ile olan tecrübesi Conan’da pek işe yaramıyor çünkü Barbar Conan da en az Zagor kadar büyücüsünden ejderhasına yüzlerce fantastik düşmanla dövüşmüş efsunlu bir kişilik. Silahlara bakacak olursak, Conan’ın çift yüzlü hayvani baltasının yanında, Zagor’un el yapımı baltası tırnak çakısı gibi kalıyor. Zagor baltasını uzaktan fırlatsa da, Conan’ın kafatasının bu tür darbelerle kırılmayacağı muhakkaktır. Zagor tabancaları ile bir üstünlük sağlayabilirdi belki ancak Zagorumuz karşısında silahı olmayan birine elbette ki ateş etmeyecektir. Silahsız karşı karşıya gelip saf güçlerini ortaya koysalar da birisinden biri rahat alır demek çok zor. Bununla birlikte karşılaşmayı bitirebilmek için biraz kurgu yaparsak: Karşılıklı yumruklar ile ikisinin de kafa göz dağılacak ancak bir üstünlük kuramayacaklar, bu duruma düşen herkesin yaptığı gibi birbirlerine yaklaşıp sarılacaklar. İnanılmaz güçlü kasları ile birbirlerini saatlerce sıkıp perişan edecekler. Bir müddet biri geçecek arkaya, öndekine dayayıp belinden sıkacak, biz tam “hah şimdi babalara geldi işte” derken, pozisyon değişecek, öteki üstün duruma gelecek, bahisler çoşayazacak, yeterince para toplandığını anladığım anda Zagor’a yapacağım bir işaretle (kafayı yavaşca öne eğme hareketi) Zagor meşhur “ahyaaaak” narasını atacak, zaten sersemlemiş Conan’a sağlı sollu en şiddetli yumruklarından çakarak 30 saniye içinde nakavt edecektir. (şike var lan resmen!)
(Yalnız conan çift yüzlü baltasıyla dalsa neler olur düşünmek bile istemiyorum)

Zagor vs Kızılmaske
İlk Tahmin: Hakkaten n’oldu bu Kızılmaske’ye?
Olasılıklar: Kızılmaske babadan oğula geçen bir çeşit hanedanlık olduğundan ve son Kızılmaske’nin evlenmeyip soyunun kurumasından ötürü, 60 yaşındaki Kızılmaske ile karşı karşıya gelen Zagor, Fantom’un elini öpüp, getirdiği lokumu verecektir en fazla. Ha efsane bitmeyip devam etse idi, Zagor genç ve gürbüz Kızılmaske ile karşılaşsaydı n’olurdu derseniz, sonuç gene fazla değişmezdi. Kızılmaske çok güçlü olmasına karşın, Eden adasının tropik ortamında iyice gevşeyen kendi yağında kavrulan bir kahramandır. Yerliler ve dolandırıcılar dışında pek fazla tecrübesi yoktur. Zagor Kızılmaske’yi döver.

Zagor vs Örümcek Adam
İlk Tahmin: Zagor alır.
Olasılıklar: Örümcek Adam’ın kofti Amerikan kahramanları arasında en delikanlılarından biri olmasına rağmen Zagor ile karşı karşıya geldiğinde, çift sarılı yumurta ile yetişen gürbüz köy çocuğu karşısında corn flakesçi cılız apartman çocuğu hissiyatı yaşatacağı muhakkaktır. Ancak görünüşe aldanmamalı. Direkt karşı karşıya gelseler, Zagor örümcek adamı belinden tutup bükebilir belki ancak Örümcek Adam, havada uçan, karada kaçan bir tip olduğundan yakın temas kolay kolay sağlanamayacaktır. Oradan buraya zıplayıp Zagor’a ağ fırlatan Örümcek Adam , Zagor’u ağa hapsetse de, Zagor, baltasının keskin tarafı ile (Zagor’un baltasının keskin tarafı olduğu bilmeyenler olabilir, vardır efenim) ağı yırtacak, Örümcek’in en önemli saldırı silahının gücünü düşürecektir. Örümcek ancak ve ancak bu ağ ile bir işler çevirip Zagor’u dövebileceğinden, Zagor da bu oyuna düşmeyeceğinden, Zagor, etrafında dört dönen Örümcek Adam karşısında, aynı, gece yatan adamın kulağına gelen sivrisinek gibi, ilkten hiçbir şey yapmayacak ancak baltasını sıkıca kavradığı dikkatli gözlerden kaçmayacaktır. Aniden bir hamle ile baltasını fırlatarak havada ordan oraya uçan, karşı karşıya gelmeye cesaret edemeyen Örümcek’i kafasından vurur ve Peter’in kafasındaki pekmezi akıtır. Sivrisinek de, örümcek adam da nakavt olmuştur.
Zagor vs Mandreke
İlk Tahmin: Mandrake nereye alacak?
Olasılıklar: Mandreke mi kaldı be abi. Xanadu adlı şatosuna haciz geldikten sonra, Anadolu turnesine çıkıp kumpanya sihirbazı oldu adam. Akşamları şapkadan tavşan çıkarıp pişirmeye başladılar. Abdullah da memlekete dönmüş zaten. Bu şartlara rağmen hala karşı karşıya gelebiliyorlarsa, Mandrake önce Zagor’un kulağından bir lira çıkarır, Zagor da kemerinden baltasını çıkarır. Mandrake abra kadabra der. Zagor sakince Mandrake’nin kafaya baltayı ekleştirir. Mandrake ölür. Çiko şapkadaki tavşanları pişirir. Biter. (Ha, Mandrake’nin fırtına gibi estiği 80’li yıllarda karşılaşacak olsalar bu kadar kolay bir maç olmazdı tabi ki.)
2. turda da Zagor'umuz önüne geleni ezdi. Gerci Conan maçında bir haltlar döndü ama artık önümüze bakmamız lazım. Yok mu oğlum Zagor'a karşı adam gibi bir rakip. Hodri meydan!