Perşembe, Aralık 20, 2007

Profesör Verybad

Tam adı Adolfo Verybad olan ve profesörlük yapan bu zat, çeşitli Zagor maceralarında karşımıza çıkmış, ayrıca hala kendisinin olduğu maceralar yazıldığından daimi bir Zagor karakteri olarak incelememizin yanlış olmayacağı bir kişidir.

İlk defa bir askeri kalede kendisine tahsis edilen odada çeşitli çılgın deneyler yaparken tanıdığımız Verybad, soyismindeki "çok kötü" anlamına rağmen, kötülük ile iyilik arasındaki çizgide bir o tarafa bir bu tarafa yalpalaya yalpalaya ilerleyen aslında iyi ya da kötü olarak değil sadece bir dürrük olarak nitelendirebileceğimiz bir karakterdir. Kategorik olarak Zagor dostlarına mı yoksa düşmanlarına mı eklemeli bilemiyorum.
Hakkında çok bilgimiz yok. O profesör ünvanını hangi üniversiteden aldı, Süleyman Demirel ve Kenan Evren gibi fahri profesör mü, yoksa o devirdeki boşluktan faydalanıp kendisine böyle bir imaj yapan çakma bir profesör mü bilemiyoruz. Ancak en azından yaptığı inanılmaz buluşların yüzü suyu hürmetine, gerçekten de konusunda bilgili ve önemli bir profesör olduğuna inanmak istiyoruz.
Koskoca bir profesör olmuş ancak insanlığın bir derdine derman olacak bir buluşu var mı? Yok. Anca insan küçültme cihazı olsun zehirli gaz olsun, hayvan gibi bombalar olsun, insanları canavara dönüştüren deneyler olsun hep ibliscesine çeşit çeşit musibet. Gerçi bu icatların tümünde Amerikan ordusunun bitmek tükenmek bilmeyen en büyük olma, dünyaya hükmetme tutkusu da açıkça görülüyor; Profesör Varybad icadın hangi amaçla kullanılacağına değil, icadın kendisine, yaratabilme, icat edebilme ve bilimsel gücüne konsantre oluyor ancak, icatların kötü ellere düşmesindeki rolü, basiretsiz bir adam olarak sağda solda dolanması, o bilgi birikimini insanlığın faydası için kullanmamasıyla benim nazarımda bir dürrük olarak kalmaya mahkumdur. Zaten Zagor da sevmez bu adamı. Genelde ki tokatla susturup akabinde o icadı yok eder. Ama bilime duyduğu saygıdan ötürü de daha ileri gitmez, Varybad’i falakaya yatırmaz mesela.

Ben aslında bir karaktere bu kadar kıl olmam. Ancak bir macerasında Zagor ve askerleri küçültüp 5 cm boyuna getirmesi ve akabinde eski hallerine döndürmesini gördükten sonra bu adamı belledim bir kere. Ayrıca Zagor senaristlerinin "Zagor aynı zamanda fantastik de bir çizgi-romandır" sözünü kendilerine kalkan yapıp, iyice coşup sıçıp sıvamalarına da vesile olması bakımından ısınamadığım, sevemediğim bir karakterdir. Çılgın Profesör konseptini de en son seksenlerde "Back to the future" serisi ile kapattık bir kere, halâ zorlamanın ne anlamı var?

Salı, Aralık 04, 2007

Drunky Duck

Tüm Zagorsever’lerin bildiği gibi Drunky Duck (Zom Ördek) isimli bu arkadaş ismi ile müsemma daima sarhoş olan, genellikle Zagor maceralarının başında rastladığımız, Zagor’un yaşayacağı maceranın haberini getiren kızılderili postacıdır .Aynı Red Kit’deki her türlü şartta, çöl demeden, sıcak demeden tam zamanında postayı getiren postacı gibi görev aşkıyla yanıp tutuşan, posta getirmek için daima yeni yöntemler peşinde ve mütemadiyen sarhoş olan, mizahi bir karakterdir. Posta taşımaktan sonraki en büyük tutkusu Çiko ile uğraşmak olan Drunky Duck hakkında bilgilerimiz sınırlı aslında. Kendisinin Pitt kalesinde çalıştığını biliyoruz ancak maaşı ne kadar, sigortası yolu yemeği var mı bilememekle birlikte genellikle posta getirdiğinde aldığı bir iki dolarlık bahşişlerle hayatını idame ettirir gibi gözükür. Çiko ile uğraşır sürekli dedik, biraz açalım burayı. Drunky Duck, Çiko ile ilk karşılaşmalarında getirdiği mesajı bir baltaya bağlayıp bu baltayı Çiko’nun kafasının birkaç santim yanına saplayarak ulaştırmıştır. Çiko haklı olarak bu duruma çok sinirlenmiş ve Drunky Duck’ı o dakikada ebedi düşmanı olarak bellemiştir. Akabindeki karşılaşmaların tümünde de, hem Drunky Duck hem Çiko birbirlerine çeşitli oyunlar oynayarak; kah su altından gidip, kah balonla uçup, kah tuzaklı hediye paketleriyle, kah teknelerini delerek, kah tüfekle ateş ederek birbirlerine rahatlıkla eşşeoğlueşşek şakası diyebileceğimiz şakalar yapmışlar ve yapmaya devam etmektedirler. Her ne kadar Çiko da Drunky Duck’a çok ağır şakalar yapsa da çok rahat söyleyebilirim ki bu şakaların müsebbibi Drunky Duck’tır. Bir kere adam mütemadiyen sarhoş. Görevini severek yapsa dahi mesai saatlerinde sarhoş gezen bu adam bir de eşşek şakalarını seven biri olunca Çiko’nun onu şakayla karışık öldürmek istemesi doğal. Bir gün o şakaların birinde birisinin dötüne girecek mızrağın biri ama hadi hayırlısı. Hayır bu mesajları gönderenlerde de hata var. Gidiyorlar hayati önemdeki mesajları sarhoş bir postacıya emanet ediyorlar. O sarhoş da, bırakın sarhoş olmasını, daima icat peşinde olan bir tür dallama olduğundan, senin “Zagor çabuk yetiş, ölüyorum” mesajını; yok oka sarıp gönderiyor, yok pastanın içine koyuyor, yok havadan balonla gönderiyor. Ya kaybolsa o mesaj? Nasıl yetişecek Zagor? Nasıl kurtaracak senin paçanı? Ama müstahak sana. Wells Fargo gibi bir firma var. Taş gibi şirket. 1800’lerden beri bugün dahi posta taşıyor adamlar. Sen onlara verip iadeli taahhütlü göndereceğin mesajı gidiyorsun elin sarhoşuna veriyorsun her şey müstahak sana. Aslında düpedüz terbiyesizlik yapan, müşteriyi hiçe sayan, hatta düpedüz canına kasteden, görevinin getirdiği kuralları iplemeyen bu adam Zagor’dan yüz bulmasa bunları yapamaz ya. Zagor kendisine giren çıkan olmadığı için tüm olayları bir çizgi film gibi seyretmekle yetinip, Çiko’nun delirdiği durumlarda Çiko’yu engelleyip “Hahaha” diye gevrek gevrek gülerek Drunky Duck’ın paçasını kurtarır her seferinde. Zagor tarafından da kollandığını gören Drunky Duck da akıllanacağına gelecek sefer ne tür bir eşşek şakası yapsam diye düşünür durur. Oysa Zagor çekse kenara Drunky’i, öbür tarafa da Çiko’yu çağırsa. Drunky’e “arkadaşım biraz dikkat et postaları getirirken” dese, Çiko’ya “sen de sakin ol biraz” dese. Öpüştürüp barıştırsa onları, sevaba girse fena mı olur? Olmaz tabi ama Zagor’un da kafasında bizim bilmediğimiz fikirler vardır tahmin ediyorum. Artık “Şakalaşıyor keraneciler bir şey olmaz diye” geniş geniş mi düşünüyor yoksa, “ulan cep telefonu var da ben mi kovmadım Drunk Duck’ı” diye mi düşünüyor, haberleşmek için Drunky Duck’a muhtaç olduklarından mı her türlü edepsizliğine “ehe ehe” diye karşılık veriyor bilemiyoruz ama Zagor böyle yapıyorsa vardır bir sebebi. Bize de Drunky Duck’a fazla kızmadan, alan razı satan razı diyerek gülüp geçmek düşüyor.