Pazar, Mart 02, 2008

Zagor'un Duman Mesajları

Sevgili okuyucu, doğruyu söyleyeceğim. Doğru prim yaptığından değil meyyalim böyle.
Ben açıklık bir arazi bulup, çalı çırpı tutuşturup, eski bir battaniyeyi feda edip bu dumanla mesajlaşma mevzusunun görsellerinden ekmek yemeyi umuyordum. Bir iki geyik ile harmanlayıp şahane paketleyecektim mevzuyu. Ancak n’oldu sevgili okuyucu? Olmadı. Öncelikle, koca memlekette açıklık arazi niteliğinde bir toprak parçası bulamadım. Evimin yakınlarında kocaman arazisi olan bir okul var, gidip onun bir köşesinde ateş yaksam, hademeyi görüyorum, süpürgesinin sapını biliyorum, olmayacak. Issız inşaat köşelerinde yakmak her yönden tehlikeli. Hem adam gibi bir açı bulup olayı görüntülemek de zor, ışık yetersiz. Sağında solunda, uzağında yakınında bir ev bulunmayan, ateş yaktığında, “halohoov, napıyon lan dürzü” deyip, jandarmayı itfaiyeyi aramayacak birinin olmadığı tek bir toprak parçası bulamadım. Dağlara çıksam daha fena, orman bekçilerine pompalı vermişler son yangınlardan sonra. N’oldu, elde eski battaniye kaldık öyle. İki dakikalık bir ateş yakıp "askerlerin güneyden saldırıya geçtikleri" mesajını gönderemedik karşı dağlara. Yaktık adamların başını. Böyle böyle bitti işte Kızılderililer.

Netice itibariyle iş başa düştü. Yaza yaza, kanırta kanırta işlemek durumunda kaldım sözkonusu Zagor ve duman mesajları konusunu.

Duman ile mesajlaşmanın, herkesin bir cep telefonu sahibi olduğu ve 15 yaşındaki bir gencin bile “eskiden cep telefonu olmadan nasıl haberleşiyormuşuz lan biz” diye geyik yaptığı günümüzde sadece karikatürlere konu olması olağan. Eskiden bu şekilde haberleşen insanları algılamamız güç.

"Zagor'un dumanla haberleşmesi çizgi-roman kolpası mıdır?" Diye bir anket de açmıştık zamanında. Verilen binlerce oyun sonucu: % 5 lik kesim “Komple kolpadır” , %26’lık kesim “Kızılderililerin kullandıkları süper bir iletişim şeklidir. Kolpa molpa değildir.” % 42’lik ve lider kesim ise “Mesajlarda özel isimler kullanıp abartmasalar kolpa değil derdim. Ama bu haliyle kolpa gibi” derken, gene %26’lık muzip bir kesim ise “Kolpa ne lan” demiş, anketin sonucu “böyle bir şey var ama çizgi-romanlarda çok abartmışlar işi” şeklinde çıkmıştı.


Anket bir yanda dursun, işte şimdi gerçekler ortaya çıkacak. Belli başlı kütüphaneler ve google’ın bitmek bilmeyen dehlizlerinde, dibi gözükmeyen linklerinde yaptığım araştırmalar sonucu dumanla mesajlaşmanın bal gibi de olduğunu öğrenmiştim.

Orijinal ve zamanında Kızılderililer tarafından kullanılmış duman mesajlaşması şu şekilde işliyor. Ateşi yaktıktan sonra gökyüzüne çıkan dumanı bir örtü ile yönlendirip kesik kesik duman işaretleri yani puf elde ediyoruz ki; bir puf “dikkat!” , iki puf “Her şey yolunda” üç puf ise “Tehlike / SOS / Yardım çağırın” anlamına geliyor. Bu haliyle gayet tutarlı olarak anlık mesajlaşmış oluyorsunuz. Elbette eğer ilk defa mesajlaşacaksınız, dumanı yönetemiyorsanız, anne babanızın boşluk bırakmayı bilmediklerinden bitişik yazdıkları sankskritçe SMS’ler gibi, iki puf ile “her şey yolunda” diyecekken dumanı kesemeyip üçüncü pufu gökyüzüne gönderip “imdat” çağrısı da gönderebilir; ulan şimdi sıçtık deyip tekrar iki puf göndermeye çalışıp gökyüzünü onlarca pufa boğup karşı tarafa ana avrat düz gitmeyi de becerebilirsiniz. Ya da toplamdaki farklı mesajı fonksiyonel kullanayım deyip, işgüzarlık edip “dikkat” , “dikkat” demek için iki puf kullandığınızda, 2 puf ile farklı bir mesaj göndermiş olacaksınız. Kısacası bu konuda 3 farklı uyarıdan başka bir şeye kafayı takmayıp dumanı yönetebilmek lazım.
Hal böyleyken Zagor’umuz ne diyor Duman mesajlarında. “Zagor’dan Mohawkların şefi Tonka’ya. Batıdan geçecek kafile Zagor’un dostudur. Sakın yamuk yapılmaya. Kendinize iyi bakın. Zagor” ya da “30 yaşlarında, uzun boylu, sarı saçlı bir adam, Çiko’yu kaçırdı. Görenlerin ve duyanların Zagor’a müraacatı arz olunur” vb mesajlar.

Zagorumuz bu işin piri dumanla mesajlaşmanın kompetanı, duman alfabesinin kralı olduğundan, duman mesajlarıyla rahatlıkla giriş gelişme sonuçlu bir makale yazabilir. Bu tür mesajlara şaşırmak gereksiz. Zagor tüm üstün özelliklerinin yanında iletişimde de çok güçlü bir kahramandır. Günümüzde, telefon, telgraf, e-posta, faks gibi sürüyle yöntemin karşılığı olarak kah dumanla, kah postacı Drunky Duck ile kah kulübesinin önündeki bir nevi ankesör konumundaki kütükle gönderdiği tam tam mesajlarıyla tüm şartları zorlamış, (ki tam tam mesajları da ayrı bir yazının konusudur) 1800’lerde dahi Türk Telekom’un hizmetlerinden kat be kat kaliteli bir iletişim kurmuştur. Hem de bedava. Elbette ki Zagor’un kullandığı duman dilinde, klasik dumanlaşmadaki üç mesaj değil, o günün şartlarında herkes tarafından bilinen kelime ve olayları simgeleyen yüzlerce mesaj bulunurdu. Peki özel isimleri nasıl yazıyorlardı dediğinizi duyar gibiyim. Bu da aslında bir yanılsamadan ibaret. O devirde beyazlar haricinde kimse özel isim kullanmıyordu. Tüm Kızılderililerin isimleri kızgın geyik, kabız kuğu vb tamlamalardan oluşuyordu. Aşağıda örneğini gördüğünüz mesajda geçen “Shenankar” ismi de bu çeşit bir tamlamaydı aslında. Ayrıca herkes tarafında bilinen bazı özel ve cins isimlerin de birer karşılığı vardı (Apaçiler, Siyular, Kafatası Mağarası vb) Dolayısı ile bu şekilde bir mesajlaşmayla derdinizi gayet güzel anlatabiliyordunuz.
Son olarak, günümüzde maalesef yok olmaya yüz tutan bu iletişim yöntemine ve üstte yazılanlara “hade len” diyenler için yukarıdaki mesajın kriptosunu vererek bitiriyorum.

P = Puf
+ = 5 saniyelik uzun duman demek
kelime aralarında 10 saniyelik uzun duman var / Cümle aralarında 20 saniyelik uzun duman

Shenankar (5P+3P ) Baltalı İlah’ın (1P+2P+1P+2P’7P ) izlerini (2P+2P+3P) buldu (4P) /
Kardeşlerimizin (3P+2P+4P) katili(8P+2P) hala(1P+1P+1P) Tunikan topraklarında(4P+4P+4P+3P) /
Ve(7P+13P+34P) belki de(9P+2P) yine(3P+2P+1P) öldürmeye(8P) hazırlanıyor. (11P) /
Tunikan savaşçıları (4P+4P+4P+3P) aramaya(7P) gruplar halinde(3P+3P+3P+3P) devam etsin. (10P+2P) /