Pazar, Nisan 22, 2007

Zagor vs Diğerleri (1. tur)

Zagor vs Teks
İlk Tahmin: Zagor kazanır.
Olasılıklar: Teks fantastik olaylara pek bulaşmadığından, normal insanlar ve silahlar dışında pek fazla tecrübesi olmadığından, her ne kadar canımız ciğerimiz de olsa, fantastiğinden mitolojiğine, vampirinden uzaylısına 370 bin farklı düşmanı yenen Zagor karşısında şansı yok. Ha, Teks, kankası Karson, oğlu Kit ve Tiger ile birlikte bir dalavere yaparlarsa, sotada kıstırırlarsa bilemem. Teks’den beklerim bunu. Ancak normal şartlarda Zagor Teks’e ranger marşını tersten söyletir.
Zagor vs Tommiks
İlk tahmin : Zagor rahat kazanır.
Olasılıklar: Tommiks’in Yaratıcıları Esse&Gesse’ye saygımız sonsuz, Tommiks’i, Kulver kalesini, gösterip vermemesi ile Türk kızlarına benzettiğim Çilli Suzi’yi, Konyakçı ile Dr Solosso’yu da sever bağrımıza basarız ancak eğri oturalım doğru konuşalım, silahı olmaz ise Tommiks’i ben bile döverim sanırım. Nevada barlarındaki çıtkırıldım tipleri sopalamakla olmaz bu işler. O yüzden fazla irdelemeden bu karşılaşmayı geçelim. Zagor wins.
Zagor vs Kaptan Swing
İlk Tahmin : Zagor rahat kazanır.
Olasılıklar: Kaptan Swing zaten belli bir misyonu olan, özgürlükleri için savaşan, naif, bir adam yani bir dava adamı olduğundan Zagor’un saf kuvvetinin karşısında esamisi okunmayacaktır. Ha, Zagor’a kırmızı urba takıp İngiliz askeri kılığına sokarsak belki Kaptan Swing’i biraz havaya sokabiliriz derdim ama o zaman bile en fazla Zagor’u bağlayıp, çayır çimenin ortasında bırakıp kalesine geri dönecek bu karşılaşmayı anlamsız kılacaktır. Zagor vs Superman
İlk tahmin: Sakat
Olasılıklar: X ışını var, üfledi mi donabilirsin, tükürdü mü boğulabilirsin, kafanı boş kola kutusu gibi ezebilir, bir trenden daha güçlü, bir sıçrayışla gökdelenleri aşabilir ancak; Superman, her ne kadar süper bir insan da olsa, Zagor’un birkaç sağlam balta darbesiyle kafatasında süpersel kırıkların oluşacağı da muhakkak. O yüzden kafadan Superman yer Zagor’u demek zor. Mesela kriptonitten bir balta yapan Zagor, Supermani rahatlıkla hacamat edebilir. Ayrıca Superman’ın, zamanında, süperliğinden hiç utanmadan Muhammed Ali’den sopa yemesi, duygusal hezeyanları, Luis Lane’e olan abartı ilgisi, yalnızlıklar kalesi, acı çekme tripleri gibi sayabileceğimiz bir sürü özelliği aynı zamanda en zayıf yönlerini oluşturmakta. Gerçekçi olduğumuzda, bu zayıf özellikleri avantaja çevirebilen bir Zagor Superman’i yenebileceği gibi, Superman’ın sevgili Zagor’umuzu yenebilme ihtimalini de saklı tutmalıyız.
Zagor vs Kaptan Amerika
İlk Tahmin: Kaptan Amerika kim be?
Olasılıklar: Zagor bırakın Kaptan Amerika gibi milliyetçi bir kahramanı, Kaptan Amerika ile birlikte, ateş adam, demir adam, lastik adam, taş adam, buz adam, kıl adam, yün adam gibi tüm Amerikan kofti kahramanları Los Angeles figüranlar kıraathanesinden toplanıp Zagor’a dalsalar dahi; Zagorumuz her birinin dersini ayrı ayrı verecek, “Lan siz ne biçim mahluklarsınız, ananız bacınız yok mu lan sizin?” deyip, “Siz önce hükümetinizi, önce kendinizi adam edin de sonra kahramanlık yapın” diye ekleyip, baltasını bir kenara bırakıp, tüm bu zibidileri yağlı baton sucukla dövecektir. Verecektir sopayı bele bele, verecektir sopayı baldıra baldıra. (Not: elbette bu kofti amerikan kahramanlarının içinde olmayan Silver Surfer olsun Spawn olsun ve adını sayamadığımız, hükümetle, artistikle işi olmayan tüm kahramanları tenzih ediyoruz)
Zagor vs Çelik Blek
İlk Tahmin : Zagor rahat kazanır
Olasılıklar: Sevgili Il Grande Blek’imiz de aynı Kaptan Swing gibi bir dava adamı olduğundan, Zagor gibi bir kahramanın karşısında tutunamayacağı malumunuz. Zagor’u Blek’in düşmanları İngiliz kılığına da soksanız, Rodi’yi kaçırıp işkence de yapsanız Zagor’u yenecek kudreti bulamaz. Geçelim bir kalem.
--
Birinci Tur sonunda: Zagor’u Superman dışında zorlayacak bir rakip bulamadık. Bir sonraki turda diğer düşmanları bekleyelim bakalım.

Çarşamba, Nisan 04, 2007

Çiko...

Günümüzde dahi, argo ifadeyle gebeş dediğimiz kısa boylu tombulca arkadaşlara (mesela Cankan’ın kısa olanı) yakıştırılan popüler lakaplardan biri olma önemine erişmiş, es geçilmemesi gereken bir karakterdir "Don Çiko Felipe Cayetano Lopez Martinez Gonzales".
Çiko her ne kadar Zagor’un ilk sayısında çizeri Ferri tarafından pala bıyıklı ve tam bir Türk olarak resmedilse de daha sonra günümüzdeki estetize edilmiş kaytan bıyıklı haline gelmiş ve Meksikalıya benzemiştir.

Teknik olarak kabaca incelersek , çizgi-romandaki esas oğlanın yanına mizah unsuru olarak eklendiğini, tüm fonksiyonunun bundan ibaret olduğunu söyleyebiliriz ancak Çiko bir şekilde bu teknik çerçeveyi yırtmış ve başlı başına bir fenomen haline gelmiş nihayetinde okurlarına sadece kendi maceralarından oluşan sayılar sattırmayı başarmıştır.

Fumettilere biraz tepelere çıkıp baktığımızda kahraman kankaları arasında en yeteneksizin en çok bela getirenin Çiko olduğunu rahatlıkla saptayabiliriz. Çiko , Rodi, Konyakçı, Mister Blöf, Gamlı Baykuş vb. arasında, mizahi olarak benzer rollerde olmalarına rağmen hem korkak olduğunu açıkça belli etmesi, hem oburluğu, hem güçsüzlüğü hem de sürekli bela getirmesi gibi özellikleri aynı potada eriterek ilk bakışta bile diğerlerinden kolayca ayrılır. Daha insani bu özelliklerle çizgi-roman dünyasının abartılı havasında biraz iğreti dursa da Çiko Esas kahramanın yanındaki yardımcı rolden sıyrılarak kendisine has bir karakter oluşturmasını bilmiştir.

İlk bakışta Zagor’un bitmek bilmeyen maceralarının arasında kaynıyormuş gibi gözükse de, projektörlerimizi Çiko’nun üzerine doğrulttuğumuzda, Çiko’nun da tek başına epey farklı maceralar yaşadığını, kılıktan kılığa, ortamdan ortama girdiğini görürüz. Örnek olarak Türkiye’de yayımlanmış, Kızılderili Çiko, Şerif Çiko, Çiko Uzayda, Çiko İşbaşında, Çiko Aşk Tanrısı, Çiko Sihirbaz, Çiko’nun Öyküsü, Çiko Amerika’da gibi salt Çiko maceralarını sayabiliriz. Bu maceraların büyük çoğunluğunu Zagor ile tanışmadan önce yaşayan Çiko, tek mizahi yönü Çiko’ya laf sokmak olan Zagor gibi sert bir karakter yanında adeta parlamış, esas kahramanın olmadığı maceraları bile Zagor severleri sıkmadan okutmasını bilmiştir. Özellikle "Çiko Uzayda" gerek fantastik gerek mizahi öğeleri ile, gerek 1984’e yapılan "big brother" göndermeleri, gerekse de süper sonu ile nazarımda en beğenilen Zagor maceraları listesine ön sıralardan girmiştir.

Çiko, diğer bir özelliği olan şüpheciliği ve daima durumu sorgulaması ile, burnunun dikine giden fantastik insan Zagor’un yanında samimiyetiyle daima okuyucunun yanında olmuş, okuyucunun aklından geçenleri dile getirmiştir. Bir örnekle açıklayacak olursak. Çiko, gene Darkwood’daki bir organizasyona davet edilen Zagor ile taban teperken, Zagor’un “Acele et biraz daha Cayuga’ların ilkbahar şenliklerine katılacağız” lafı üzerine dayanamamış, “Ulen, büyücüler toplantısı, İlkbahar şenlikleri, kıl ayini, yün ritüeli derken Darkwood’da bir kurbağalar bayramı eksik anası satayım” demiş, adeta “Yeter ki sevgilim gerçekçi” ol diyen Seda Sayan gibi, realizmin sınırlarını zorlamış, kendi gerçekliklerini sorgulatmış, Zagor’a lafı sokmuştur. Zagor bu tarihi ayar karşısında “ehe mehe” diye gülebilmiştir sadece. Hatta bir macerasında Çiko, Zagor’un kılığına girmiş, adeta “Bırak Zagor’u bende her şey var işte” mesajını gizliden gizliye okuyucunun bilinçaltına gömmüş ve yardımcı oyuncu kategorisinde Oscar'ı haketmiştir.

Bir yazımızın daha sonuna gelirken, her ne kadar eski tüfek Zagor okuyucusu, konunun Çiko vesilesi ile bu şekilde sulanmasına ve rating kaygısı ile yeni nesle bu şekilde göz kırpılmasına razı olmasa da ne Çiko’dan ne de ilk göz ağrısı Zagor’dan kolay kolay vazgeçemez…dir..iz..yiz.. yoruz.. czoot!!