İlk Tahmin: Çok yanlış iş yaptık çook!
Olasılıklar: Olasılık falan yok. Zagor Tarkan’ı döver dövmesine de bunu nasıl usturupluca yazacağız, milliyetçi çr severleri incitmeden nasıl sıyrılacağız onu merak ediyorum. Öncelikle Sezgin Burak’ın şahane eseri Tarkan’a karşı boynumuz kıldan ince onu söyleyelim. Bizim kapıştırdığımız Tarkan, çizgiromandaki değil yeşilcamdaki Tarkan yani Kartal Tibet’tir.
Bir kere kurt falan demeyin sakın. Çizgi-romanda pek cevval pek atılgan ama filmlerinde gördük tek numarası var paçadan tutup çekiştirmek, bir de karşıdaki kişinin elinde bileklik var ise onu tutup çekiştirmek. Zagor kendisine karşı koşan kurdu görünce seri bir şekilde yerden taş alıp atarmış gibi yapar ve kurdu savuşturur. Kalırlar karşı karşıya. Zagor’un elinde baltası, Tarkan’ın elinde keskin kılıcı.
Ancak o da ne. Tarkan’ın peruğundaki kahkül sürekli yüzüne düşer ve Tarkan’ın görüş alanını sınırlandırır.. Tarkan üfleyip kahkülü attırmaktan maça konsantre olamaz bir türlü. Neyse, Tarkan ya Allah deyip Zagor’un üzerine atlar, Zagor Tarkan’ı kılıç tutan bileğinden yakalayıp, ayağını göğsüne dayayarak, eğilip üzerinden aşırtıverir. Aşırtıverir de aşırtıvermeyeydi daha iyiydi. Tarkan tepeden uçarken kıyafetin altından gözüken büllük Zagor’u sıyırarak geçer neredeyse.
Tarkan hızının ivmesiyle uçup 3 metre ileriye düşer. Bu arada da süper mini kıyafeti tüm cüretkârlığı ile saklamaya çalıştığı takım-ül taklavatı cümle aleme gösterir. Eyvah ki eyvah! Hem seyredenlerin hem de Zagor’un içi bir mayhoş olur. Gözleri flash patlamışçasına körelir. Bu manzara karşısında Zagor da dahil herkes hemen arkasını döner; bazıları da eliyle siper eder gözlerini. Tarkan bu afallamadan yararlanarak kalkıp tekrar saldırır. Zagor’u arkadan yakalar ve kollarıyla sıkar.
Zagor az önce gördüğü manzaranın da etkisiyle şimdi de arkadan dayamış olan Tarkan’dan öyle bir huylanır ki; enseden aşağı öyle bir ürperme iner ki, can havliyle de olsa elleriyle arkadan Tarkan’ın kafasından tutup, son gücü ile fırlatır. Tarkan, maalesef yaklaşık 50 km/s hız ile 10 metre ilerideki bir duvarda patlar. Tarkan’ın artık kalkmaya mecali yoktur. Zagor hissettiği karmaşık duyguları ile gücünü ayarlayamadığından dolayı vicdanen de üzülerek Tarkan'ın yanına gider ve pansumanına yardımcı olur. Tarkan fısıldayarak “ sağol dostum, benim mağarada şifalı su var, ona girerim bir şeyim kalmaz” diyerek Zagor’u cevaplar. Karşılaşma biter, Zagor kazanır. (iyi yırttık!)
20 yorum:
nayırr nolamazz! zagor tarzan'ı yenemez... tarzan benim en sevdiğim kahraman! şu ilk fotoğrafa bakınca anlıyorum. zagor elinde silahı olmayan birine saldırıyor. olur mu böyle şey!!!
kahramanlığa sığar mı?olmaz arkadaşlar. sayılmaz. hakkaniyetli değil. bi kere dövüşe eşit şatlarda başlamalılar:)
neyse tarzan değil tarkanmış:)neyse. rahatladım:)
gene de farketmmez.hakkaniyetli mi?fotoğraf seçimi yanlış olmuş sanırım. zagor'un elinde silahı var. tarkan'ın yok. sayılmamalı. eşit şartlardaki bir fotoğrafla tekrar başlatılmalı:)
Tarkan'ın solunda gözüken kılıcı unutuyorsunuz. Fotoyu daha yakından incelerseniz Tarkan'ın selülitleri de dahil bir sürü detay fark edebilirsiniz.
zagor'un kabahati yok. blogdaki ilk fotoğraf ilk bakışta tarkan'ı silahsız göstermiş. inceden bakmak aklıma gelmedi.( zaten fotğrafın altında çok yanlış iş yaptık denmiş:) tarzan... pardon tarkan mağduru oynuyor bu durumda. Sanki zagor silahsız birine saldırıyor gibi görünüyor. ben böyle anladım.
kusura bakmayın.itirazım buna:)
sakın ne rahattım eskiden. karışanım yoktu. çattık deyip haftada bir yazmamazlık etmeyin:))
tarkan'ın kahkülü bir ara çok modaydı. bizim mahallenin çocukları
saçlarını yüzlerine dökerlerdi aynen kartal tibet'in tarkan'ı misali:))komik oldukları hiç akıllarına gelmezdi. acayip şekilde trajikomiklerdi:))))
eğer anonim yorum bırakan arkadaşlar bizi kafalamıyor ise çizgi-roman sever hatunların olduğunu görmek müthiş birşey.
Konu ile ilgili Gölge e Dergi'nin 4. sayısında "Neden Kızlar Çizgi-roman Okumaz" diye bir yazı yazmıştım. Ertesi sayı iki hatun çr okurundan "yok öyle bir şey" tadında yazılarla cevap yetişmişti. O zamanlar bunları marjinal örnekler olarak buluyordum. Ancak çr okuyan, seven kızları gördükçe hem seviniyor hem de gerçekten "yok mu böyle bir şey acaba" diye kuşkuya düşüyorum.
Ne mutlu çr okuyan hatun kişiye...
bu arada meraklısı için ilgili yazı http://golgedergi.blogspot.com/ adresinden okunabilir.
ben onlarin bot oldugundan kuskulaniyorum abi, sanal dunya disinda karsilasamiyoruz cunku...
Niye bu kadar şaşırıyorsunuz anlamadım. Haftalık mizah dergilerini ilgiyle takip ettiğim
gibi, sürekli aldığım pek çok çizgi roman var. Yorum yazabileceğimiz uygun blog pek bulunamıyor diyelim öyleyse. Genelde erkek erkekeğe muhabbet tarzında yazılar yazılan hangi bloğa yorum bırakabiliriz? Biraz da kusuru siz erkekler kendinizde arayın. Yoksa benim çevremde çizgi roman okuyan bayan sayısı çok. Önyargıları oklarınızı biraz kendinize çevirin. Hayal Kahvem deki yazı sebebiyle Zagorun Sözü Bu bloğundan haberim oldu. Zaman buldukça yazılarını okuma gayretindeyim. ÇROP ve TERSNİNJA.COM da seviyeli ve bilgiverici yazılar oluyor. Bu siteler çoğaldıkça hanımların çizgi romanlara ilgisi artacaktır kanaatindeyim.
Sıtkı Sıyrıl'dan Gölge e Dergi'nin 4. sayısındaki "Neden Kızlar Çizgi-roman Okumaz" konulu yazısının adresini yazmasını isteyeyim. Bakalım neden kızlar çizgi roman okumazmış. Öğreneyim:)
Selam yorum yazarlar
Ben de bir çizgiroman sever olarak bir şeyler yaziyim dedim.
Bayılırdım çizgi romana. Retkid tommiks ve teksasa okumam için onay vardı ama zoguru aldırmazlardı. Neden derseniz çünkü haşnafişnalı kısımlar çokmuş diye. Ben farkında bile değildim nedeninin sebebi için o zamanlar. çünkü zagora sıra gelmesin diye diğerlerini yığarlardı hemen masama. Bu yaşıma geldim hala zagor okumadım :(
Gelelim tarkanaaa...eh onu daşimdi anladım neden yollamadıklarını . Baksanıza her açışından bir takım taklavat olayı çıkıyor meydane..hepisi de birbirinden merdane..ama ben o zaman ben duydum, ne de gördüm bu durumları.
Çimdi ikisini karşılaştıracak olsam küt diye kalakalıyorum. Evet arkadaşlar şikayetim var. Ben bir zagor ve tarkan mağduuruyum.
Üzüntülerimle :(((
Neden kızlar çizgi-roman okumaz yazısı için: ()yüklenmesini bekleyiniz
http://www.hayalsaati.com/index2.php?option=com_flippingbook&Itemid=69&book_id=4
sanırım bu yazıyı yakın bir zamanda tekzip edeceğiz, anlaşıldı.
(onkaplan, dostum bunlar ciddi :))
Sevgili Sıtkı Sıyrıl,
Bir tekzip olmasa da, aynı konuda yeni bir yazı yazmaya ihtiyacınız, hatta ihtiyacımız var. Neden kızlar çizgi roman okumazlar, öyle mi? Okurlar. Okurlar da söyleyemezler. Okurlar da şöyle hakkını vererek konuşacak bir erkek bulamazlar. Yazınızın giriş paragrafını yeniden okumanızı tavsiye ederim. Bu ilk paragrafı okuduğumda yazının devamını okumayı canım istemedi.İçimden kocaman bir ahyaaakkkk demek geldi. Bu yazıyı yazanın yaklaşımına bakar mısınız? Nasıl başlıyor konuya! Bu yazıları yazarken acaba ben kız olsam böyle bir yazıyı okusam ne düşünürdüm diye bir empati vaziyeti geliştiremez misiniz kuzum siz?
Klişeler konusunda haklısınız. Amacımız zaten bu klişeleri değiştirmek. Erkekler yüzünden kolay olmuyor ama. Önce erkeklerin kafalarındaki klişeleri değiştirmesi gerek!
Teknik argüman konulu paragraf da memleketin bir gerçeği. Kitap kaç kişi okuyor? Maalesef. İçler acısı. Hem kızlar çizgi roman okumuyor deyip hem de verdiğiniz çizgi roman okuru kız örneğine bakar mısınız? Bu mudur istediğiniz? Ben neden Zagor’dan ve Frida’dan şöyle karşılıklı yazışacağım ya da konuşacağım bir erkek arkadaş bulamıyorum? Neden hep erkeklerin yazılarında bile söz dönüp dolaşıyor cinselliğe geliyor? Şöyle seviyeli bir hasbi arkadaşlık mümkün olamaz mı yani?
Yukardaki fotoğraflardaki yıldızlar ve yazı içinde dokundurduğunuz bazı cümleler sebebiyle bile yorum yazmakta önce tereddüt ettiğimi bilmenizi isterim. Sonra dedim ki Zagor ve Tarkan’ın gerçekleri bunlar. Doğru tespitler. Yorum yazarsam hafif kalır mıyım? Diye düşünmedim değil. Düşündüm. Sonra dedim ki kıralım bu klişeleri ne olacak ki. Tabii sizi tanımasam da bloğunuzun samimiyetine inandım. Zagor’u seviyorum. Bu bloğu seviyorum. Okuyorum. Eğer erkekler kızların çizgi roman okumalarını istiyorlarsa önce kendi kafalarındaki klişileri değiştirmeliler. Canınız isterse okuyun, diyebilirsiniz. Ama unutmayın. Çizgi roman seven bir kızla ya da kızlarla çizgi romanlar üzerine şöyle hasbi muhabbetin keyfi hiçbir şeyle değiştirilmez… Neden kızlar çizgi roman okumaz konulu yeni bir yazı yazmanız temennisiyle:)
NOT: Demek dostum "bunlar" ciddi, öyle mi? Bunlar dedikleriniz düşmanınız mı,size dost değil mi? Hey gidi hey!
Sevgili Romans stop.
Öncelikle toplamda geyik formatı ağır basan tamamen deneysel ve mizahi yazım “Neden kızlar çigi-roman okumaz” ile beni haksız yere dövmüşsün stop. Yazının başındaki alıntının, konuyla ilgisinin açıklamasını yapmayacağım. Şunu söyleyeyim sadece, oradaki ifadeden utandı/ayıpladı/rahatsız oldu isen yanlış anlamışsın stop. Böyle geyik bir yazı için açıklama yapmayı aptalca bulsam da hazır bu konularda karşı cinsle bir şekilde iletişim imkanı yakalamışken bunu devam ettirmek adına biraz konuşayım istedim stop. (hani açıklama yoktu?!?)
Hani belki tüm yazıya sinen testosteron kokusundan rahatsız olunmasını kısmen anlayabiliyorum. Ancak bunun teknik bir açıklaması var. Bu tür bir muhabbet doğal olacaksa bu şekilde olmak zorunda. Bu muhabbetlerde kızlar ne kadar çok söz sahibi olursa ilgili muhabbetin dili de o kadar unisex formlara yakınsayacaktır. (yazar burada topu size atıyor)
Kaldı ki “orospu” lafını alıntı için bile söylemeye çekinecek isek karşıdaki ister kız olsun ister erkek iletişim sağlıklı kurulamayacaktır. Cüneyt Arkın’ın müthiş/fantastik/prima/şukela/kült filmi “Komiser Cemil” de söylediği “Neden küçük kızlar orospudur” lafı ile başlıyor yazı. Bu söz, filmi seyredenlerin ya da bu söz ile ilgili yazılanları okuyanların bileceği üzere, Cüneyt Arkın’ın felsefi bir çıkarım yapma amacıyla söylediği müthiş absürt bir söz. Yazar zaten yazıya bu sözle başlayarak sonrasında da beni sakın ciddiye alma, alacak gibi oldu isen bak referansıma diye geyiği harlıyor.
Benim eşim çizgiroman okuyor mesela. Akşam haberlerde Uğur Dündar’ı görünce, Martin Mystere ile ilgili bir komiklikler bir şakalar yapabiliyor. Ya da ilgili yazının çıktığı sayının ertesinde iki hatun okur da “yok kardeşim öyle bir şey” şeklinde yazıları ile benzer tepkiler vermişti. Evet çizgi-roman okuyan kızların olduğuna şahadet ediyorum. Onlar vardırlar, gözle görülmez, elle tutulmaz (ops, gene!) ama her yerdedirler.
O yazıdan çıkarılacak bir sonuç var ise bu yazarın cinsiyetçi dili, kızlara empati yapamaması, çr okuyan kızlar var iken bunu çarpıtması değil, kızların çizgi-roman okumadığı algısının kökenleri ya da kızlarla erkeklerin çr konusunda aynı dili konuşmaması olabilir.
Benim kızlara kişisel tavsiyem küfürlü bir kelime duyduklarında “hii ne dedi” şeklinde refleks olarak utanmak yerine, bütünü görüp küfrün ya da ayıpçı kelimelerin toplamda ne ifade ettiğini algılamak olacak. Hani öyle bir küfür edilir ki gerçekten okuyanın yüzü kızarabilir. Ancak, Tarkan’ın götü, Zagor’un çükü vb ifadelere hele de çr okuyan bir kızın takılmaması lazım diye düşünüyorum. Buradan taa cinsel devrime, oradan Freud ve bilinçaltına kadar giderdim ama okuyanları da düşünerek kısa kesiyorum.
Konuşacak yazacak çok şey var bu konuda. Belki de yıkılacak önyargıların çatırtılarını duyuyoruz. Madem ki kızlar çizgi-roman da okur, muhabbetini de yapar diyorsunuz hodri meydan.
Romayı yeniden keşfetmeye gerek yok bence. Kızlar da okur erkeklerde okur. İsteyen beğenir istemeyene beğenmez. Kızlar farklı tepki gösterir erkekler farklı. Fakat şu da varki erkekler ve kızlar da kendi içlerinde farklı farklı tepkiler verebilir. bunlar kabalığın en adisinden zerafetin en incesine kadar çeşitlilik sağlar. Ayni insan karakterlerinin çeşitliliği gibi. Tek tip bakış açısı yakalamak doğaya aykırı kaçar zaten. O yüzdendirki ben diyorum; Bu konuları tartışmak memleketi kurtarmaz. Bizi kısır döngüde tutmayan yeni yorumlarda buluşmak üzere bu siteye saygılarımı ve başarı dileklerimi iletiyorum
Selam Sıtkı Sıyrıl
Dün yazdığım yorumu tekrar okudum. Kendimi muhteris bir ifadeyle nefsi müdafaya geçmiş biri gibi hissettim. Sıkıldım bu defa tabii. Sıkıntım hissettiğim bu şeyi hissetmek istemeyişimden kaynaklanıyordu. Öte yandan tuhaf bir şey oldu. Sinirlenmek çok iyi geldi biliyor musunuz? Uzun zamandır içinde olduğum teslimiyetçi ruhum ortadan kaybolmaya, zıtlaşmayı seven ruh halim geri gelmeye başladı. Aslında eskiden asi ruhlu biriydim. Misal küçükken kız çocuğu olduğum için çizgi roman mı okutmuyorlar, kıyametleri koparır, ortalığı yıkardım. İşi deliliğe vurunca, gördün deli dön geri hesabı, çizgi roman okumama ses çıkarmayıverirlerdi. Ama hep mücadele… Hep mücadele… Yıldırmış şu zalim hayat beni. Meğer sus pus oturur dururmuşum. Ben uzun zamandır maçam sıkmadığı için aslında yapmayı çok istediğim halde yapamadığım şeyleri, bana uyuyormuş da yapıyormuş gibi yapıyormuşum. Dün kızlar neden çizgi roman okumazlar yazınızı okuyunca, ahhhyyaaakkk deyip heyheylendim ya, kendime geldim yeminle. İçimde ne kadar hüzün varsa hepsi birden, bedenimde bulabildikleri çıkış yerlerine doğru harekete geçtiler. Tabiyatıyla en uygun çıkış yeri gözlerimdi… Ağlamaya başladım. Yaa, ne diyeceksiniz bakalım. Böyle işte!
vay anam vay neler donmus serhat yaa...
yorumlar cok uzundu okumadim ama galiba "cizgi roman okuyan kizlar da var sitkisiyril akilli olsun" sonucuna vardik he mi?
Tartışmalar uzun oldu. Kızlar kafa olarak iyi hazırlanmıştı. Özellikle Romans defansı çok hırpaladı. Tabi blogspot uzun bir maraton. 3 pointli sistemde her an her şey olabilir...
bırakın kızlar çizgi roman okur mu okumaz mı da bu nedir abi valla çok yanlış iş yapmışsın allahtan tarkan değil kartal tibet yzmışşın da sakinlestim
Yorum Gönder