Pazar, Kasım 09, 2008

Zagor'un Ulaşım Metodları

Zagor’un nasıl iletişim kurduğunu geçtiğimiz incelemelerde öğrendik. Nasıldı? Sen , arkadaki, fıstık yeşili gömlekli… Aah ahh. Cevap yok tabi. 1) Drunky Duck adlı postacı 2) Duman Mesajları 3) Tamtam mesajları. Hep yazdık bunları… Neyse,  sıra geldi  Zagor’un ulaşım yollarına.

Zagor fanı olmayanlar bile bilirler. Zagor yürür. Yaya yaya yürür. Günlerce yürür. Haftalarca yürür. Çiko’yla yürür, Çiko’suz yürür. Bıkmadan yürür. At var, eşek var, ne demeye yürüyor diye sorar gibi oldu biri. Cevabı basit. Darkwood denen yöre bataklık ve sık ormanlarla çevrili olduğundan isteseniz de at ile seyahat edemezsiniz. Bu sebepten Zagor’un kulübesinde at yoktur.  Bir seyahate giderken yola mutlaka yaya çıkar. 

Akabinde  menziline göre, kaleden bir at bulur, yandan çarklı bir gemiye biner nehir varsa kanoyla takılır, ortamın koşullarına göre karda kayar, suda yüzer, havada uçar. Hatta otomobil, uçak, balon ve uzay gemisine bindiğini dahi gördük.  Zagor böyle bir adam işte. Yüzeysel baktığında her yere yürüyen bir tip gibi gözüküyor ama biraz yakınlaştığında  senin ikibinli yıllarda  binemediğin kadar çok ve farklı araca onun daha binsekizyüzlü yıllarda bindiğini görebilirsiniz. Zagor oğlum bu, n’apar adamı! 

Zagor maceralarının büyük çoğunluğunu Darkwood ve civarında yaşadığından çoğu macerasında yürür. Güzel. Peki yürüyen biri acelesi olduğunda ne yapar? Koşar değil mi? Zagorumuz ise bu durumda uçuyor.  Acelesi var ise daldan dala uçar Zagor. Bu anlamda Zagor’un sevmediği bir şeydir koşmak. Zagor’un daldan dala atlama hadisesi Tarzan’dan arak olsa da Afrikalı Tarzan’ı Amerika’da kimse bilmediğinden Zagor bu yöntemi kendi yöntemi gibi benimsemiş ve görenlere de benimsetmiştir. Gönül ister ki bu ağaçtan ağaca atlama mevzusunu yerinde görsek denesek. Balta deneyimizde olduğu gibi ne kadarı gerçek ne kadarı abartı öğrensek diyorum. Ancak bu ahval ve şerait içinde zor.  

Yürüme ve ağaçtan ağaca atlamaya Zagor’un en çok kullandığı ve sevdiği ulaşım yöntemleri dersek üçüncü sırayı elbette at alacaktır. Zagor’u at sırtında nadiren görsek de, kendisi usta bir binici olduğunu, nice kuşatmadan apaçi yöntemleri ile (atın yanına eğilip gözükmeyerek) kaçtığını biliriz.

Attan inip, kâh gemiye, kâh kanoya, kâh trene binen Zagor antin kuntin tanıdıkları sayesinde uzay gemisi, denizaltı, uçak ve helikoptere de binmiş, ortalığın tozunu atmıştır.

Düşününce Zagor’un binmediği taşıtlardan bir tek metro kalmış gibi gözüküyor. Kaldı ki Zagor 1800’lerin ilk yarısında yaşamış bir kahraman olarak 1860 yılında Londra’da yapılan ilk metroya yaşlılığında da olsa binebilir aslında. Efsane devam ettiğinden bir gün bir macerada Zagor’u abonman almaya çalışırken, otomatik kapıda sıkışırken görebiliriz pekala. Senaristler, sözüm size.

Hiç yorum yok: