Perşembe, Haziran 16, 2011

Zag-art

-Zagor, bendesin!
-Zagor buraya.
-Bendesin.
-Buraya Zagor. 
-Zagor, rüzgar esiyor, yıllardır onu görmemişsin, 
-Birden karşılaşıyorsunuz.
-Çıkar hocam üstünü! Çıkar çıkar komple. 
-Savur tshirtünü biraz.
-Ver kendini rüzgara.
-Bendesin şimdi, gözlerini kıs.
-Pazularını kas biraz, biraz daha… tut nefesini… tamam süper! 

6 yorum:

Sıtkı Sıyrıl dedi ki...

Orijinal siyah/beyaz çizim: Massimo Pesce

Hayal Kahvem dedi ki...

Darkwood'un bütün davuları adına!
Ve atalarımın ruhu adına!
Ve sülalemin bütün bıyıklıları adına!
Veee binlerce kasırga aşkına!

Vay canına sayın seyirciler! Zagor'un artistik numaralarından artistik pozlarına geçtik öyle mi:))
Ne diyeyim... Karamba Karambita:))

"Sihirbazın şapkasında sıkışıp kalan tavşan" dedi ki...

Vay vay vaaayyy :)) Zagor'un böyle artistik pozları olduğundan hiç haberim yoktu :)) Fekat dikkat ettim, sadece tişörtü çıkarmakla kalmamış Zagor, pantulun kemerini de fırlatmış bi yerlere :) Sadece silahlarını tutan kemeriyle kalmış. Çok seksi bir hareket :) Tabisi Darkwood'da bunlar çok normal hareketler bir yerde. Bizdeki gibi "hayat seksilik ve ateş suyundan ibaret değildir" diyen kabile reisleri yok.
Misal Tonka'nın kimi kasetleri var ki internete düşmeyegörsün, kızıl olan rengi mora çalar alimallah.

Bu arada her karedeki balta renginin farklı olması da şahane bir detay olmuş. Bırro Sıtkı hocam, bu bizi bir süre oyalar :))

Hayal Kahvem dedi ki...

Tüm samimiyetimle yazıyorum… Kimi zaman gazete ya da dergilerdeki bazı fotoğraflara baktığımda, acaba diğer insanlar bu fotoğraflarda neler görüyorlar diye hep merak etmişimdir.

Mesela yukarıdaki çizimleri görür görmez, Zagor’un Zag-art halleri bana o kadar sempatik geldi ki anlatamam. İlk önce Zagor manken olmuş diye şaşırdım tabiyatıyla… “Darkwood'un bütün davuları adına! Ve atalarımın ruhu adına! Ve sülalemin bütün bıyıklıları adına! Veee binlerce kasırga aşkına!” diye bastım çığlığı.

Sonra şöyle hayal ettim. Zagor’un sadece dünyanın değişik memleketlerinde değil uzayda bile maceraları var. Bu kez hayal bu ya… Zagor Darkwood ormanından İstanbul’a gelmiş. Eee, tabii yakışıklı bir adam. Kendine has cazibesiyle hemen dikkatleri çekmiş. Yok, henüz film teklifi almamış. Şimdilik reklamlarda oynayacak. Sonra televizyon dizisi. Nihayetinde sinema filmi. Sırayla… Bilenler bilir… Zaten acayip artistik numaralar becerebilen biridir kendisi icabında…

Şu anda gazete ve dergiler için reklam fotoğrafları çekiliyor. Karşısında Nihat Odabaşı değilde Okan Bayülgen varmış gibi hayal ettim nedense… Dikkat edilecek olursa arka fonun rengi her karede değişiyor, Tomrukcan’ın dediği gibi balta renkleri de arka fon değişikliği sebebiyle değişiyor… Okan Bayülgen, Zagor’u havaya sokmaya çalışıyor. “-Ver kendini rüzgara. -Bendesin şimdi, gözlerini kıs. -Pazularını kas biraz, biraz daha… tut nefesini… tamam süper! “ felan… Gayet doğal çekim replikleri…

Pekiii… Dört karede tek değişmeyen ne var? Tabii ki Zagor’un elindeki tişört. Çünkü reklam konumuz: O şahane renkleriyle ZAGOR TİŞÖRTLERİ…

Ne yalan söyleyeyim, ben bu kareler için aynen böyle düşündüm.

"Sihirbazın şapkasında sıkışıp kalan tavşan" dedi ki...

Zagor malum baltasıyla okan bayülgene iki tane ekleştirse, pekmezini akıtıverse, memleket için çok hayırlı bir iş yapmış olur :))

Hayal Kahvem dedi ki...

:)) Ben zaten Zagor, dövüş figürlerini unutmasın diye zaten Okan Bayülgen’le karşı karşıya gelsinler istemiştim:)

Yok… Doğru değil. Okan Bayülgen’in “Pudra-Zamanın Tozu” diye bir fotoğraf sergisi vardı. Tiyatroda kendi tarzlarını yaratmış sanatçıların fotoğraflarını çekmiş. Hoş fotoğraflardı doğrusu. Sonra eski sanatçılara bir vefa durumu söz konusuydu ki zaten çektiği fotoğrafları beğenmiştim. Böyle işte.