Cuma, Şubat 11, 2011

Tedaviden Önce - Tedaviden Sonra

 Ohaa! Diyoruz sevgili Zagor’a bu sefer. Bütün ormanı ateşe mi verelim? Ne yaptın abi sen?

…Orman içinde gizlenen düşmanlar var. Zagor da ormanı ateşe verip düşmanları açığa çıkmaya zorlayacak aklınca. E n’olacak ormandaki börtü böcek, öğlen yemeğinde avladığın tavşan, zıp zıp üzerinde gezdiğin ağaçlar? Bunları düşünmüyor tabi. Ki sen ormanın adamısın zaten. Ormanda senden nasıl saklanabilir bir düşman?  Gir ormana tek tek tüm taburu yok et.  Senin için çocuk oyuncağı.

Ama kızmayın Zagor’a dostlar. Tipinden de anlaşılacağı gibi gençlikden gelen bir kare bu. Genç iken yaptıklarımı düşünüyorum da Zagor’a hiç kızasım gelmiyor. Zagor da gençken, Zagor olduktan sonra bile toyluk çekti epey. Esasında en büyük gücünü oluşturan tecrübesine öyle  ha deyince ulaşmadı. O zamanlar genç tabi, kanı kaynıyor. Kendine güveni de fazla yok, doğayı da iyi tanımıyor. Bakın, ne fikrinin fikirliği var ne yanındaki adamın adamlığı. Zaten tüm musibetin ortadaki adamdan çıktığı da belli tipten. Öyle balta mı olur a herif? Fular takmış bir de. Çete lideri misin, Süper kahraman mısın sen? 30 kiloluk taşı bileğim kalınlığında oduna bağlamışsın da nasıl savuracaksın onu?  Onu kaldırmaya çalışırken karşıdaki adam yanına gelip tokatlamayacak mı seni? Komik misin sen?   “Gel” diyecek Zagor’a “benim balta bir vuruşta 10 kızılderiliyi götürüyor yeminle, hadi dalalım Pawneeler’e, geçen sana küfretmişlerdi” deyip Zagor’un da aklını çelecek. Bulaşmış Zagor’a, onun da başını yakacak musibet iblis.

Neyse ki Zagor ormanı yakmıyor. Daha sonra da macera üstüne macera yaşayıp, vizyonu gelişip fikirleri de olgunlaşıyor. Bir Greenpeace üyesinden daha militan bir çevre aktivisti olup çıkıyor. Geçenlerde baya baya Ken Parker gibi işin felsefesine  bile iniyordu. Yakışır Zagor’a.

2 yorum:

"Sihirbazın şapkasında sıkışıp kalan tavşan" dedi ki...

Sıtkı Hocam, saygılar :))

Çoook uzun zaman oldu, Kıral EFEM bile altyazı geçmekten yoruldu... Bizler de sandık ki, "bir üst yazı ile" Sıtkı Hoca'yı emniyette kaybettiler :)) Şükür kavuşturana diyelim hocam.. Hoşgeldiniz tekrar camiaya :))

Biz takipçiler, darkwood bataklığının ortasındaki kulübemizde oturmaktan iyice paslanmış, yağ bağlamış, artık zagor baltalarını bile PSP (patates-soğan-pırasa) olarak görmeye başlamıştık :))

tekrar merhaba :)))

Hayal Kahvem dedi ki...

Binlerce kasırga aşkına! Sıtkı Sıyrıl’ın uzun zamandan sonra yazdığı bu yazıyı okumaya başladım ki.. İnanın bir an Rummbbbleee efekti hissettim. Dedim ne diyor böyle Sıtkı Sıyrıl? Sonra hatırladım. Sıtkı Hocam önce Zagor’a laf ediyormuş gibi yapar.. Zagor okurunun Zagor sevgisini yoklar.. Sonraaa.. Yazının nihayetine doğru Zagor’un hakkını verir ve yazıyı şahane toparlar. Karamba karambita! Yapmış yapacağını gene.. Ne oluyor, Zagor orman ve doğa düşmanı mı ilan ediliyor derken, işte filmin afedersiniz yazının sonunda Zagor durumun felsefesini yapıyor:) Teşekkürler Sıtkı Hocam.

Binlerce yüzülmüş kafa derisi aşkına! Sıtkı Hocam “Sihirbazın şapkasına sıkışıp kalan tavşan”’ı tanıyor musunuz siz? Bizim Tomrukcan’ın fotoğrafını kullanarak neler yazmış görüyor musunuz? Bak, bak, bak! Ne diyor? “artık Zagor baltalarını bile PSP (patates-soğan-pırasa) olarak görmeye başlamıştık :))” Ne yani şimdi bana mı laf atıyor yoksa? Hani ben patatesten Zagor baltası yaptım ya! İnanmıyorum bana ha! O kızlar için Zagor baltasının patates vesiyonunu denesem sihirbazın şapkasına sıkışıp kalan tavşanın kafasına… Pekmez akıtmaz mı sanıyor acaba?

Bi Dakka! Tomrukcan! Hey!!! “Sihirbazın şapkasına sıkışıp kalan tavşan” siz misiniz yoksa? Aman diyeyim Tomrukcan! Başkası sanıp, Zagor’un “meçhulden gelen balta” tekniğini uygulamayayım yanlışlıkla sizin kafanızda.. Biliyorsunuz bu teknik Zagor’un en karşı konulmaz dövüş hareketidir. “Ah Tomrukcan, Vah Tomrukcan! Neden musibete bulaştın Tomrukcan? En güzel çağlarında neden pekmezi akıttın Tomrukcan?” diye kendi kendinize söylenmeyin sonra.. Sizseniz “ benim” deyin.. Yanlışlık yapmak istemem. Çok üzülürüm valla:)

Sıtkı Hocam. Kitap çıkmadan bir şey sorabilir miyim? Kitabınızda yemek tarifleri olacak mı acaba? Çiko’nun “kili” sosunun tarifini sizden öğrenebilecek miyim mesela:))

Gene uzun yorum yazmaya başladım.. Ben kaçayım.. Eyvah:)))