Canına yandığım. Zagor’a cinsel göndermeler yapan çr cahili kişi ve kurumların söylemleri arşa ulaştı, vallahi yıldım. Üstteki kareyi gören de… Senaryo hazır: Yalnızlıktan dellenen Zagor Kızılderili bir oğlana abayı yakıyor, çökertiyor ıssıza. O sırada eşraftan ehli namus bir kovboy Zagor ve çıplak arkadaşını böyle uygunsuz bir pozisyonda görünce “sizi gidi ırzı kırıklar” diye ver ediyor fişeği.
Hep söylüyorum, bir insan olarak algılarımız çok zayıf. Sadece görerek, duyarak, okuyarak olanları tam olarak anlamamız imkansız. Dış politika için verilen bir örnektir: Güncelden hareketle ; İsrail’i üçgenin bir kenarı, Türkiye’yi diğer kenarı, Filistin’i öteki kenarı olarak düşünürsek. Üçgenin köşelerinden birinden baktığımızda kenarlardan birini göremeyiz. Hangi köşeye gitseniz diğer bir kenar görünmez olur. Bir taraftan baktığınızda mutlaka bir tarafı ıskalarsınız. Tümünü görmek için ya üçgeni bozacak ya da tepeye çıkacaksınızdır. Tepeye çıkmayı da ister ermek, ister olmak, ister bilmek olarak görün, hayatın ne kadar anlaşılır olduğuna şaşıracaksınız. Hayat gerçekten tüm karmaşıklığına rağmen oldukça anlaşılır bir yer. Tabi bu anlaşılırlık biraz tehlikeli bir ruh hali. Bu belirtilen anlaşılabilirliğe yaklaştıkça, hayatın anlamına uzaklaşma durumu, empati ile başlayan entel humması, yüzeysel bakış ile derinliğin kaybolduğu mecra hasıl olmakta. Örnek olarak gelin Bay Yanlış ile Doğru Ahmet'in konuşmalarına kulak verelim: (Zagorcum bi saniye canım)
"-Allahım, neden bu kadar insan öldürülüyor? Dünya nasıl bir yer?
-Herkesin kendince haklı bir sebebi var. hırsız açlıktan gece başkasının evine giriyor, evsahibiyle karşılaşınca hapislerde çürümemek için onu öldürüp kaçıyor. Amerika geldiği noktayı korumak için işgallere muhtaç. İsrailliler bozuk psikolojileri ile devletlerinin bekası için sapan ile taş atan birine tüfekle ateş edebiliyor. Bla bla...
-E, hırsız neden hırsızlık yapıyor? Namuslu olsun, alınterini öğrensin.
-Sosyal bir varlık olan insanın yaşadığı çevre, aldığı eğitim, gördüğü terbiye sonucunda davranışları ve alınyazısı ortaya çıkıyor. seçimler azalıyor. Toplum kişinin davranışlarını belirliyor.
-Toplum ayağını denk alsın, bilinçlensin o zaman. Bak İsviçre’ye.
-Homojen bir kitle olmayan toplum da, tarihi, eğitimi, ekonomisi ve kültürüyle bir yaşam sergiliyor. Bu ayaklardan birisi eksik kaldığında ya da koşulların gerektirdiği zamanlara uymadığınızda error veriyor. Suikastlar düzenleniyor, bireyler asıp kesiliyor, Kurtlar vadilerden iniyor. Bla bla...
-Peki tamam, klasik "ayak yapma" metoduyla bunlar bi kaç cevap verdin. Peki bir de şu açıdan bakmaya ne dersin: Kadınlar... Kadınlar abi. Filozof olmuş adamlar gene anlayamıyor.
-Alakası yok. Kadınların davranışları da erkekler gibi, duygu/istek/heyecan/tepki/merak gibi çeşitli dürtülere dayanıyor. Anlaşılmaz gibi görünen bir çok davranış için (bkz: regl)
-Öyle deme abi. Hatunla iki senedir çıkıyoruz, bir mutlu olduğunu görmedim. Son zamanlarda da tutturmuş “ilişki tıkanmış, açmamız lazımmış” “alışkanlıkların esareti” falan filan kafamı acıtıyor her gün. Ulan haftada bir mangal yapıyorum bu hatuna daha ne yapayım?
-Kız arkadaşınız sizden daha yakışıklı/zengin/vs bir erkek arkadaş bulmuş, ondan gelecek ışığa göre kısa bir zaman sonra sizi terk edecek.
-Vay kaltak! Peki bizim patronu anlamaya çalışalım. Adam pintinin allahı. Ulen maaşı %10 artırsa bu ona en az %50 performans artışı getirir. İş mi bu şimdi, var mı anlaşılır bi yanı?
-Patronunuzun sizin göremediğiniz bir sürü gideri olabilir. Ayrıca %10 maaş artışının en az %50 performans artışı getirmeyeceğini bütün patronlar bilirler, istisnalar kaideyi bozmaz. Performans artış potansiyeliniz görülürse zaten zam alacaksınızdır. Yok hala alamıyorsanız patronunuz gerçekten cimri olabilir. Cimrilik de bir davranış biçimi olmasıyla berber psikolojide incelenen bir hastalığa tekabü...
-Ay tamam! istemiyorum zam mam. peki ne olacak bu fenerin hali?
-Sana hiçbir şey demiyorum."
Tekrar edelim. Hayat gerçekten de anlaşılabilir. Yeter ki biraz daha üste çıkıp bakmayı becerelim. Çizgi-romandaki tek bir kareye bakıp iftira atacağımıza önceki ve sonraki kareleri okuyalım ki, karedeki baldırı çıplak arkadaşın Zagor’un kankardeşi Tonka olduğunu anlayalım.
Resmin hikayesini Zagorcular bilecektir ama dost var düşman var, biz gene de açıklayalım. Tonka (ki saçını bir çizer böylesine fantastik bir modelle çizerken çoğu çizer klasik atkuyruklu bir Kızılderili reisi olarak çizer) yani Zagor’un en yakın dostlarından Mohawklar’ın reisi Tonka bir lanet ile kendinden geçip Hulk gibi eşyalarını parçalayıp vahşi gorile dönmekte, bilincini kaybederek etrafındakileri hırpalamakta, bir süre sonra sakinleyip eski haline dönmektedir. Tabi parçalanan eşya eski haline dönemediğinden Darkwood’da böyle uygunsuz sahnelere rastlandı zamanında. Gerçi Kızılderililer normalde de göt baş açıkta gezip bir bez parçası ile avret yerlerini sakladıklarından oralarda çok da yadırganmaz böyle bir durum zaten. Ancak Tonka’nın cömertçe sergilediği vücudunu, sert ve biçimli vücut hatlarını gören Zagor düşmanı kişi ve kurumlar her türlü iftirayı da atar, vücudundaki gölgeleri görüp “ayın şavkı vurur üstüne” diye türkü de söylerler. Biz alışığız.
8 yorum:
Sıtkı Hocam, ben gene klasik bir Zagor ve tokmakçı muhabbeti olacak diye okurkene yazıyı, gökyüzünün yeşil çayırlarına götürdünüz beni. Şahsen ben az kaldı "error" veriyordum... Bir yandan da olaya sadece teksas-tommiks nazarıyla bakıp kendilerince alay eden ibibiklere de iyi bi cevap olmuş bu yazınız...
Sıtkı Hocam, yakında internetin vanasını iyice kesecek olan zihniyeti Zagor'a mı yoksa Hellingen'e mi havale etmeliyiz. Bu gidişle blogspot'un da kapanması an meselesi. Google Docs çalışmıyor, anlytics çalışmıyor... ee komple çekin fişi bari de bu bitkisel hayatta sona ersin, onlarda kurtulsun, biz de... Ahyaakkkkkkkkkkkkk
Blogspot'a geçen sene 2-3 gün erişilemedi zaten. Çemişkezek mahkemesi mi Dinar bandosu mu neresiyse onun yasağı ile kapatılmıştı. Az gelişmiş toplumların kaderi bu maalesef. Protestolar yapılacak/yapacağız halkın neredeyse tümünün hiç ilgisi olmayan bir konuda. aah ahh. Ben V for Vendetta okuyup biraz masturbasyon yapacağım.
Selamlar.
hemen devamında da "Equilibrium" iyi gider gibime geliyor Sıtkı Hocam :))
bakınız bu blog'un sadık takipçilerinden tomrukcan bu saat olmuş, blog'un güncellenmesi bekliyor... ama ses yok.. burdan yetkililere sesleniyoruz... Kendi kendini otomatik güncelleyen blog istiyoruz...
Sıtkı hocam, yoksa bisikletin tekerine birisi falçata mı attı?
Efenim, yoğunluktan ötürü bir aksama yaşadik. Klavyemde "s" harfleri de basmiyor utelik. Klavye almaya vaktim olmadi. sanal klavye ile yaziyorum "s" leri. tam bir iskence.
ancak okuyucular itidali elden birakmasinlar. kulaklari ajansta olsun.
sevgiler, saygilar...
hocam, hocam.. nerelerdesiniz :)
ben klavyemdeki tüm T ve C harflerini sizin için feda edeyim :)) Bizi habersiz bırakmayın :))
Yorum Gönder