Cumartesi, Ağustos 22, 2009

Zagor ve Çocukluk

Zagor’u hâlâ beğenen, zevkle okuyan, onun için bloglar yapan (hmm!) birileri var ise, iddia ediyorum çok büyük çoğunluğu çocukluk çağlarında Zagor ile tanışmış, nostalji, macera, western ve çeşitli aidiyet duygularıyla karışık bir okur hissiyatı ile onun hastası olmuştur. Zagor sadece okuduğumuz çizgi-romandan ibaret değil, çocukluk ile, okul ile, arka mahalle ile, Sedat ile, yağlı ballı ekmek ile, Tayfun ile, iskelet anahtarlık ile, tahta kılıç ile, koltukların/halıların altı ile ilgili envai çeşit simgeyi de içinde barındırır.
Gerçekçi olduğumuzda günümüzde bir çocuk ya da gencin Zagor ile tanışması çok zor. Zaten içlerinden küçük bir yüzdesi okumanın büyüsünü keşfedecek. Onlar da inanılmaz kurgulardaki mangalar, grafik romanlar, animeler falan derken Zagor’u asla fark edemeyecekler. Zaten belki de fark etmemeliler.

Bu Zagor tutkusunun kaynağını Freud’a kadar, ana rahmine dönme isteğine kadar götürmek mümkün. Çizgi-roman okurken, oradaki her zaman iyilerin kazandığı,kurgu dünyayı yaşayan, kendine bahçede/ormanda/arsada gizli yer yapan, evde yastıklardan yuva yapan, her türlü küçük izbe deliği benimseyip içine giren, nihayetinde en güvende hissedebileceği yer olan ana rahmine dönmek isteyen çocuk bu tutkunun kaynağını açıklıyor.

Bu tutkuyu biliyoruz. Zaten yazının konusu da bu değil. Çocukların sınırsız özgürlükteki beyni ile, kafalarındaki tüm kavramları bu özgürlüğe göre değerlendirip çılgın ifadelerde bulunabilmeleri ve bu çılgınlığın Zagor ile temasını anlatacaktık. Anlatacaktık da Freud falan derken kafa kalmadı ki. Jung'a girmeden hemen konuyla alakalı bir örnek verip kapatıyorum.

Örneğimiz bir dönem hemen her yerde tezahür eden, elektro sazlarla yapılsa yeri olan meşhur kopil atışmalarından:

-zagor anasını satarolum tommiksin. gelmiş tommiks diyo ya. çelik bilek falan desen.
-olum tommiks nebçim silah kullanıyor. zagor yaklaşamaz bile.
-baltası var olum adamın. baltalı ilah adam. uçarak bi koydu mu..
-örümcek adam da zagor’u döver olum. ağa hapsetti mi bitti işte. hem o daha iyi uçuyor.
-ne örümceği ne zagor’u be.. süpermen var olum. adam süper zaten.. daha yaklaşmadan ışın manyağı eder hepsini.
-sekter lan.. o zaman zagor kriptonit alır olum. hatta baltasını kriptonitten yapar, gömer süpermenin kafaya.
-zagor nerden bulcak lan kriptoniti.
-bulan nası buluyo.
-atatürk hepsini yener olum. kaç bin kişiyi yenmiş..
-allah da çarpar olum hepsini.. (overdose!)


Ortaiki yıllarına uzanıp bir örnek de beyazperdeden verelim:

-lan ceki cen kim be.. çak norris’in, kartal tepiği hareketi vardır.. böyle bi koyarsın tepeden..
-hareket yapmaa! olum ceki cen’in komedisine bakma.. ceki cen, çak’a bir çaksa, sağlı sollu bi girişse. çak noris daha o kartal vuruşunu yapamadan apışır..
-e burujliye ne diyeceksin mınak oyim.. onu da mı döver ceki cen..?
-burujli başka. mamçıkasız olursa kafa kafaya giderler. ama burujli’de mamçıka olursa affetmez, pekmezini akıtıverir.
-ona bakarsan van daym hepsini ske ratar.. ejderha kuyruğu’nu şöyle çaktı mı adama napar biliyon mu?
-lan skicem.. elini ayağını.. rahat dur.
-huuaa! kobra vuruşu.. yihhaa. (duf!)
-aağğgh.. ananı.. kobranı.. al sana kaplan taşağı (çof!)
-ağgg. ayı kapanı.. hheeytt.. (pack!)
-uffgh.. fare çükü.. (swiss!)
-ulan.. all.. eşek osuruğu (bombaay!)
-pieeeh.. bu ne lan.. için çürümüş lan. allah belanı versin senin.
-ehehe.. eşek osuruğu affetmez olum..

5 yorum:

onkaplan dedi ki...

fevkalade...

acaba iyice yaslaninca torunlara "bizim zamanimizda zagor vardi, conan vardi peheeyy" diye dertlenen bir dede/amca tipine mi donusecegiz, torunlarda arkamizdan "ne zagoru dede yeaa" diye dalga mi gececekler. ya da bize anlatilan "bizim cocuklugumuz koyde gecti" minvalindeki hikayelerin bir reenkarnasyonu mu olacak bu...

Drunky Duck dedi ki...

Babamın mesleği dolayısıyla çocukluğum çok fazla taşınarak geçti. Her yeni mahallede çoğu arkadaşlarım elimdeki zagor ciltleri sayesinde başlamıştır.

-Hoca değiş tokus yapalım mı? Sen zagorun helligen li mecarasını okudun mu?

-Bir zagora iki teks veririm dostum, kaç macera var sende zagorun??

Güzel günlerdi..

"Sihirbazın şapkasında sıkışıp kalan tavşan" dedi ki...

üstad, kopil atışmaları 10 numara :))

ellerinize sağlık :)))))))))))))))))))))))))))))

"Sihirbazın şapkasında sıkışıp kalan tavşan" dedi ki...

Sıtkı Hocam, Blogger post'unu deldirmiş bir hasta için şu kopil atışmalarınızı kopi peyst yapsam, müsaade var mıdır?

Sıtkı Sıyrıl dedi ki...

Elbette. Kaynak belirttikten sonra sormanıza bile gerek yok. Selamlar, sevgiler...