Sıcak gündem sebebiyle diğer onlarca rakibinin önüne geçerek
3.maçta Zagor’un karşısına çıkmaya hak kazanmışlardır. Hem de hep İstanbul'dan rakip çıkartıyorsunuz, torpil mi var yoksa şüphelerini dağıtmak için bu seferki rakiplerimi Antalya'dan. Başbakanımızın “polis destan yazdı”, “polis hukuk dışına
çıkmamıştır” sözleri ile, Ethem Sarısülük’ü öldüren polisin serbest bırakılması
ile yaptıkları tüm zorbalıklar resmi ve
gayrı resmi olarak affedilen bir teşkilattan önümüzdeki günlerde daha da
korkunç örnekler bekliyoruz hiç istemesek de.
"Sıradan faşizm" diye bir kavram var. Hayatı anlatmaya çok
yardımcı olduğundan sık kullanıyorum. Bu kavram için kabaca artık
yadırgamadığımız ve doğal karşıladığımız faşizm diyebiliriz. Faşizm’in
günümüzdeki en büyük düşmanı aslında insanları izleyebilmek için kendi eliyle
yarattığı, Big Brother ile teorisini şekillendirdiği günümüzde hemen herkesin
elinde olan çok sıradan bir cihaz olan kamera. Büyük şehirlerde, göz önündeki
olaylarda yaşanan polis zorbalığını hepimiz görüyoruz. Videolarını
seyrettiğimiz bu olaylara göz önünde olduklarından dolayı en kontrollü polis
müdahaleleri diyebiliriz. Bir de göz önünde olmayan polis şiddeti var ki
anlatmaya yürek dayanmaz. Sıradan faşizm kameralara yansımayan faşizmdir.
“Polis öğrencileri dövmüş”, sözüne , “amaan
kimse durup dururken birini dövmez, kimbilir ne yapmışlardır”
diyebilmektir.Garaj ambiansında Figh Club Havası |
Gelelim maça:
İlk Tahmin: Kaskları bile yok. Göbekli taşra polisinin işi zor.
Olasılıklar: Karşılaşma polisleri motive etmek için gene
aynı otoparkta düzenlenir. 10 adet polis, ellerindeki joplarla Zagor’un
karşısına dikilirler. Gongun sesi ile hep birlikte “alla halla” nidaları ile Zagor'u çembere alıp, Zagor’un üzerine çullanırlar. Bir curcuna olur. Polislerin oluşturduğu çember
bir polisin sırtüstü uçarak Otopark duvarında patlaması ile bozulur. Haydaa. Bu
seferki rakip öğrenciler gibi bir şey yapmadan durmuyor, karşılık veriyordur. Polisler
bu direnişe içgüdüsel olarak şaşırır ve iyice öfkelenirler. Zagor karşındaki
polis’in çevik kuvvet gibi kasklı, korumalı değil, gömlekli pantullu, çüklü
taşaklı sıradan taşra polisi olduğundan yumruklarını normal mod’a getirir. Tabi
ki direkt çenesine yumruk yiyen bir polis bir daha ayağa kalkamaz. Zagor
etrafındaki polislerden üç beş jop yese de kolaylıkla polisleri ayıklar teker
teker. Baltasını çıkarmasına gerek bile
kalmamıştır. En sona özellikle amir kılıklı gözüken yaşlı polisi bırakır. Polis
heyecanlanmıştır. “
-Benim düğmem altı aydan başlıyor biliyor musun” diye
bağırır.
-Düğmeni koparmayacağım merak etme
-Nasıl koparmıycan, herkesi paramparça yaptın, senin hayatın
kaydı zaten merak etme hiç
-Burada dürüst bir şekilde bir karşılaşma yapıyoruz amir
efendi; hem siz savunmasız öğrencileri delicesine joplamışken bu yediğiniz sopa
çok az size.
-O öğrenciler polise taş attılar bir kere. Anarşik komünüs
olmasınlar diye en doğrusunu yaptık, derslerini aldılar.
-Tamam işte ders alma sırası şimdi sizde. Aha bu biiir, diyerek ilk tokadı aşkeder amir bey’e zagor.
“Polis suçluları ya da şüphelileri sadece yakalar ve
mahkemeye sevk eder, onlara ders veremez.”
-Bu ikiii. (elinin tersiyle soldan sağa bir tokat patlatır)
“Savunmasız birine dayak atmak, işkence yapmak Türkiye'de ve tüm dünyada suçtur.”
-Aha bu da üüüç (çene altı, aparküt tabir edilen yumruk ile
amirimiz uçuşa geçer, duvarın dibine un çuvalı gibi yığılır.)
“Kanunsuz bir emri yerine getirmek de suçtur.”
2 yorum:
Zagor'un Sözü Bu, her cuma yenileniyor eskisi gibi, negzel :)
Kral TV de satıldı ama, gene de bi altyazı geçer, eski günlerin hatırına belki :)
Rakipler çok. Haftada bir yetmiyor. En az üç diyoruz, başbakana uyarak.
Yorum Gönder